6. ULUSLARARASI MUĞLA
ARICILIK VE ÇAM BALI
KONGRESİ
SONUÇ BİLDİRİSİ
KONGRE GENEL DEĞERLENDİRME
15-19 Ekim 2018 tarihleri arasında Muğla/Fethiye’de
gerçekleştirilen 6. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi kapsamında
dünyada ve ülkemizde arıcılık sektörünün
durumu ve geleceği, balarısı ve bombus arısının biyolojisi ve yetiştiriciliği,
koloni yönetimi, ana arı üretimi ve damızlık sorunu, arı sağlığı ile hastalık
ve zararlıları, apiterapi ve apimedika, arı ürünleri ve üretim teknolojileri,
kalite ve pazarlama, gıda güvenliği ve sürdürülebilirlik, arı-orman ve çevre
ilişkileri, çam balı üretimi, arıcılık ekonomisi ve kırsal kalkınma için önemi,
arı-bitki ilişkisi ve tozlaşma konuları ilgili bakanlıklar, üniversiteler
ve araştırma kurumları, 72 ilden arı yetiştirme birlikleri, Türkiye Arı
Yetiştiricileri Merkez Birliği, sanayiciler ve çok geniş bir yerli ve yabancı üretici
kitlesinden oluşan bütün paydaşlarla birlikte ele alınmıştır.
Geçen yıl İstanbul’da gerçekleştirilen Dünya Arıcılık
Kongresini (45. Apimondia) büyük bir başarı ile yapan ve Dünya Arıcılar Birliği
tarafından takdir edilen bir organizasyonu başaran ülkemiz artık dünya
arıcılığında daha fazla söz sahibidir ve daha fazla tanınmaktadır. Muğla Kongresi
Dünya Arıcılık Kongresi’nden sonra arıcılık alanında düzenli olarak organize
edilen yüksek katılımlı uluslararası bir kongre olma başarısını yakalamış ve bu
başarıyı her seferinde daha ileriye götürmüştür.
Kongre, alışılagelmiş bilimsel toplantılardan birçok
yönü ile farklılık göstermiştir. İki salonda yapılan bilimsel sunumların yanı
sıra dünya arıcılığının günümüzdeki durumu, sorunları ve çözümlerinin konuşulduğu
“Dünya Konuşuyor”, ülkemizde bal ve
diğer arı ürünlerinin üretimini yapan arıcılarımızın deneyimlerini paylaştığı “Üretici Konuşuyor” ve günümüzde
arıcılık sektörünün önemli bir sorunu olan Temel Petek konusunun ele alındığı “Sektör Konuşuyor” özel oturumları,
arıcılığa dair üç önemli konu olan Arı
Sağlığı-Biyogüvenlik-Pestisitler, Arı Yetiştiriciliği, Apiterapi
konularında yapılan “workshoplar”
gerçekleştirilmiştir.
Ayrıca; “Devlet
Destekli Arıcılık Sigortaları”, “Sözleşmeli
Arıcılık Modeliyle Arı Ürünleri Üretimi” ve “Kadınlarımızın ve Gençlerimizin Arıcılık Sektörüne Kazandırılması”
konularının ele alındığı “uydu
sempozyumlar” gerçekleştirilmiştir.
Kongrede, Dünya Arıcılar Birliği Apimondia’nın ölçütleri
çerçevesinde “Bal ve İnovasyon” ile Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu
işbirliğinde “Fotoğraf Yarışmaları”
düzenlenmiştir.
Kongreye 23
ülkeden 300’e yakın yabancı
katılımcı olmak üzere toplamda 2.290
kişi katılımda bulunmuştur. Kongrede 123 sözlü
bilimsel sunum, 5 üretici sözlü
sunumu, 5 sektör sözlü sunumu ve 116 adet de poster sunumu yapılmıştır.
Ayrıca yerli ve yabancı 50 stant kurulmuştur.
Kongrede sunulan bildirilerin, ülkemiz ve dünya
genelinde günümüzde sektörün karşılaştığı tüm sorunları kapsayacak şekilde
seçilmiş ve gerek bilimsel yönü gerekse uygulayıcı ve üretici açısından önemi
yüksek olmasına özen gösterilmiştir.
Arıcılık ve ormancılık ilişkileri çerçevesinde Tarım ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü’nün organizasyonu
ile “3. Ormanlarımız ve Arıcılık
Çalıştayı” gerçekleştirilmiştir. Orman
alanlarında arıcılık faaliyetlerinin yaygın olarak yürütüldüğü, çeşitli orman
ağaçlarından salgı ve çiçek balı elde edildiği, bu alanların marka değeri
yüksek bal ve arı ürünleri üretmede önemi ortaya konulmuştur. Üreticinin sorunları, beklentileri ve Bakanlık
yetkililerinin konuya bakış açıları, verilen hizmetler ve üreticiden
beklentileri tartışılmıştır.
Bu çalıştay sonucunda;
- Üretim alanlarının
üreticilere daha çok açılması,
- Rasyonel kullanımı,
- Ormanların korunması,
- Islahı ve
- Yeni bal ormanları oluşturulması konusunda önemli adımlar atılmıştır.
Kongrede, ülkemizde üretilen çeşitli balların ve
özellikle çam balının, dünyaya tanıtılabilmesi ve pazarlanabilmesi amacı ile
gereken alt yapının ve bilimsel çalışmaların desteklenmesinin önemi ortaya
konmuş ve Türkiye’nin bal ihracatının büyük bir kısmını oluşturan çam balı üretiminde
yaşanan problemlerin acilen giderilmesi ile üretimin ve ihracatın arttırılması gerekliliği
vurgulanmıştır. Çam balı üretiminde lider
ülke konumunda olmamız nedeniyle ülkemizde 100 bin ha.’da 40 bin ton çam balı
üretildiği göz önünde bulundurulduğunda üretim alanlarının “planlı” şekilde arttırılması gerektiği ve hedefimizin 100 bin ton çam balı olmasına dikkat
çekilmiştir.
Kongre kapsamında temizlik, hijyen ve dezenfeksiyonun
önemi vurgulanmış, bakım hatalarından kaçınılmasının önemi açıklanmıştır. Varroa,
Nosema ve diğer arı hastalıklarında
toplu mücadelenin önemi ve ruhsatsız arı ilaçlarının arıcılığımıza verdiği
zararlar açık bir şekilde ifade edilmiştir. Üreticilerin arı sağlığı konusunda
sürekli eğitimler ile bilgilendirilmesinin önemi vurgulanmış, ruhsatsız
ilaçların üretimi ve kullanımı ile mücadele edilmesinin gerekliliği ve cezai
yaptırımlar konusunda düzenlemelerin şart olduğu yönünde bilgiler ortaya
konmuştur.
Bu kongrede kapsamlı bir şekilde ele alınan apiterapi
ve apimedika konusunda geniş bilgilendirme ve uygulama çalışmaları
gerçekleştirilmiş ve özellikle bu konuda ileri gelen ülkelerden katılan bilim
insanları tarafından konunun önemi ve uygulama yöntemleri tartışılmıştır.
Özellikle Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanabilir, tamamlayıcı, destekleyici
ve alternatif tıbbi uygulamalar çerçevesine dahil edilen apiterapinin, ülkemiz
arıcılığı açısından insan sağlığı ve sektöre olan ekonomik katkısı
vurgulanmıştır.
Ülkemizde arıcılarımızın yaklaşık %80-85’i kısa veya
uzun mesafelerde göçer arıcılık faaliyeti içerisindedir. Bundan hareketle bu
kongrenin teması “Göçer Arıcılık”
olarak belirlenmiş, bu konuda katılımcılara dağıtmak üzere bir kitap
hazırlanmış ve konunun kapsamlı bir şekilde ele alındığı özel bir özel oturum
gerçekleştirilmiştir.
KONGREDEN ELDE EDİLEN ÖNEMLİ ÇIKTILAR
Genel Durum
- Türkiye, 12.000
dolayında bitki taksonu ile dünyada bulunduğu iklim kuşağında oldukça zengin
floraya sahip ülkelerden biridir. Avrupa kıta florasının 12.000’e yakın türe sahip olduğu ve kıtanın ülkemizin yaklaşık 15
katı büyüklükte olduğu düşünülürse, yurdumuzun floristik zenginliği daha da belirginleşir.
Türkiye florasının ilginçliği, sahip olduğu tür zenginliğinin yanında, çok
sayıda endemik tür içermesinden de kaynaklanmaktadır. Avrupa ülkelerindeki
endemik taksonların toplamı 2.750
kadar iken, ülkemizde bu sayı 3.750
dolayındadır. Bu bitkilerden arıcılıkta önemli nektar ve polen kaynağı 500’ün üzerinde bitki bulunmaktadır.
- Dünyada bilinen 27
balarısı alt türünün 6 tanesi
ülkemizde bulunmaktadır. Farklı coğrafik koşullara uyum sağlamış bu alttürlerin
bulunuşu ülkemiz arıcılığı açısından önemli bir avantajdır.
- Türkiye’de kovan sayısı 8 milyona, bal üretimi 2017
yılında 115 bin tona ulaşmış
durumdadır. Bal üretiminde dünyada toplam üretimin %6,85’i ile Çin’in ardından ikinci sırada yer almakla beraber 2,2 milyar dolarlık dünya bal ihraç
pazarından sadece %1,1 pay
alabilmekteyiz. Ülkemizde üretilen balın sadece %3,4’ünü ihraç edebiliyoruz.
Arı Islahı
- Dünyada km2’ye
düşen kovan sayısı 1 dolayında iken Türkiye’de bu sayı 10’a kadar
ulaşabilmektedir. Devletin koloni
sayısını arttırmaya yönelik arıcılara olan kovan desteği azaltılmalı, kovan
başına bal üretim miktarının arttırılmasına yönelik destekler yapılmalıdır.
Kovan sayısının üretim alanları ile orantılı olarak planlanması zorunluluğu
ortaya çıkmıştır. Türkiye’de kovan başına ortalama bal verimi 14,7 kg olup dünya ortalamasının çok
gerisindedir.
- Arı ırklarında gözlenen genetik kirlenme sorununun
acilen ele alınması gerektiği ve aksi halde toplu arı ölümlerinin daha önemli
seviyelere ulaşabileceği vurgulanmıştır. Dünyadaki arı ırklarının yaklaşık
%20’sini barındıran bir gen merkezi durumunda olan Türkiye’de ciddi bir
damızlık ana arı sorunu yaşanmaktadır ve ülke arıcılığını tehdit eden bu sorun
acilen çözüme kavuşturulmalıdır.
- Islah edilmiş arı ile verimliliğin artırılacağı
gerçeğinden hareketle ülkemizde başlatılan ıslah çalışmaları genişletilerek
devam ettirilmelidir. Islah çalışmaları sürerken arıcılarımızın kısa vadede
verimliliğini artırmaya yönelik arılık çapında yapılabilecek verimlilik ve
ıslah eksenli çözüm yolları konusunda eğitim ve yayım çalışmaları yapılmalıdır. Bölgelerimizde, bölgesel arı ıslahı yapılarak koruma alanları oluşturulması ve ıslah merkezlerinin
kurulmasının gerekliliği
vurgulanmıştır.
Bal Üretimi ve Pazarlama
- Orman Genel Müdürlüğü tarafından tesis edilen bal ormanları arıcılar
açısından önemli bir katkı olarak görülmektedir. Bu uygulamanın
yaygınlaştırılması ve tesisinde arıcıların istek ve taleplerinin dikkate
alınması fayda ve katkılarının artmasına yardımcı olacaktır.
- Dünya çam balı üretiminin %92’si ülkemizde, Ege ve Akdeniz Bölgelerinin daha çok sahil ve
sahile yakın kısımlarında üretilmekte olup Muğla ili bu hususta en önemli
merkez durumundadır. Toplam 100.000
hektar alanda çam pamuklu koşnilinin yayılış yaptığı bilinmektedir. Bu
sahalarda yaklaşık 35-40 bin ton çam
balı üretilmektedir. İhracatımızın tamamına yakını çam balı olduğu için bu
hususta çam balı üretimine ve üretim alanlarına ayrıca önem verilmesi
gereklidir. Türkiye’nin milli bir
balı/ürünü olarak görülmeli ve desteklenmelidir.
- Çam balı üretim alanlarında orman idaresinin
gözetiminde kesilen sahaların yerine planlı bir şekilde bitişik alanlara
transplantasyona izin verilmesi ve bu alanlardaki yapılaşmaların engellenmesi
gerekmektedir.
- Çam balı üretim alanlarında yapılan tıraşlama kesimler, orman yangınları, maden
ocakları, konaklama problemleri, yol ve arılık eksiklikleri çam balı
üretiminde kısıtlayıcı faktörler olarak ortaya çıkmıştır. Çam balı üretim
alanları orman idaresi ve arıcı birlikleri ile birlikte değerlendirilerek
arttırılmalı, böylelikle 100 bin ton çam balı üretimi hedefine doğru ilerlenmelidir.
- Çam balının kimliklendirilmesi hususunda Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal
Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü uzmanlarınca yürütülen projeler
ışığında ülkemize has özelliği ile çam balı kodekste yerini almalıdır.
- Türkiye’de ihracata konu en önemli bal çam balıdır.
Bunun yanında son yıllarda Doğu Anadolu Bölgesi’nde üretilen yüksek yayla balının
da ihracatı yapılmaktadır.
- Balda kaliteli
üretim ve güvenli gıda konusunda balın kayıt altına alınması (Barkod Sistemi), üreticinin ürettiği
bal ile sanayide üretilen tatlandırıcının ayırt edilmesi halk sağlığı açısından
gereklidir.
- İyi Tarım
Uygulamaları çerçevesinde İyi Arıcılık Uygulamaları Yönetmeliği’nin
hayata geçirilmesi için alt yapı çalışmalarının hızlandırılması ve
sonuçlandırılması önemlidir.
- Ticarete konu olan
ballarımızdan kestane, geven, pamuk, ayçiçeği, narenciye ballarının
kimliklendirilmesi için coğrafyamıza özgü bu balların parmak izi
bileşenlerinin çıkarılması gereklidir.
- Piyasadaki tatlandırıcı ve diğer yapay ürünlerin
arıcılık sektöründe kullanımının önüne geçilmesi konusunda fikir birliğine
varılmıştır.
Arı Sağlığı
- Doğal ve sağlıklı bal üretmenin önünde ruhsatsız
ilaçlar, yem katkı maddeleri ve pestisitler önemli bir engel oluşturmakta ve
her yıl yaklaşık %30-35 dolayında arı kaybı yaşanmaktadır.
- Türkiye’nin değişik bölgelerinde meydana gelen ve
gittikçe arttığı gözlenen toplu arı ölümlerinin arıcılık sektörünün bugün
itibariyle en önemli sorunları arasında yer aldığı ve pestisit kirliliğinin bu
haliyle devam etmesi durumunda konunun daha ciddi boyutlara ulaşacağı
değerlendirilmiştir.
- Varroa mücadelesinin önemi ve gelecekte yeni hastalık
ve zararlılara hazırlıklı olmamız gerekliliği ortaya konulmuştur. Özellikle
Varroa mücadelesinde başarıya toplu mücadele ile ulaşılacağı dikkate alınarak
toplu mücadele yöntemlerinin uygulanmasının zaruriyetine vurgu yapılmıştır. Bu
konuda acil bir eylem planı hazırlanmalıdır.
- Ana arı kaynağı, kontrolleri ve sağlığı, virüs
hastalıkları açısından önemlidir. Ülkemiz bal arılarında virüs çeşitliliği ve
varlığı ile enfeksiyon oranı düşünülenden fazladır. Arı sağlığı açısından bu
hususların göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulanmıştır.
- Propolisin Amerikan Yavru Çürüklüğü açısından önemi
ile yavru çürüklüklerinde korunma ve kontrol stratejileri vurgulanmış,
antibiyotik kullanımı ve sakıncaları belirtilmiştir.
- Arı sağlığında birçok durumda ilaç kullanımının
gereksizliği vurgulanmış, hemen hemen her olguda ülkemizde yasak olan
antibiyotiklerin kullanımının sakıncaları aktarılmıştır.
- Temel petek üretim ve basım tesislerinde kapsamlı
kontrol ve denetim mekanizmalarının hataya geçirilmesinin gerekliliği ortaya
konmuştur.
Zirai Mücadele ve Arıcılık
- Ülkemizde son birkaç yıldır Çukurova yöresi, Trakya
ve Güneydoğu Anadolu’da önemli
miktarlarda arı ölümleri
yaşanmıştır. Bu ölümlerin temel sebebi pestisitlerdir. Özellikle neonikotinoid
grubu insektisitler bu hususta sorumlu olup bunların Avrupa ülkelerinde olduğu
gibi ülkemizde de yasaklanması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Ülkemizde
bu insektisitlerin tarımda geniş kullanımı olduğu ve bunun arı ölümlerinin
temel sebebi olduğu yeni çalışmalarla kesinleşmiştir.
Apiterapi
- İhracat için de önemli olan arı sütü üretimi hususunda
başlatılan ve Bakanlıkça desteklenen çalışmalar artarak devam ettirilmelidir.
- Arı ürünleriyle yapılan ve Apiterapi olarak
adlandırılan tedavi uygulamalarının yaygın ve doğru olarak yürütülebilmesi için
bu konularda gerekli eğitimlerin arıcılara verilmesi gereklidir.
- Apiterapi uygulamalarında kullanılmak üzere arı
ürünlerinin üretilmesi konusunda arıcılar teşvik edilmeli, desteklenmeli ve bu
ürünlerin üretiminin geliştirilmesi önceliğimiz olmalıdır.
- Apiterapi ürünlerinin kullanımında hangi hastalıkta
hangi ürünün ve dozunun kullanılacağı konusunda bilgilerin yetersiz olduğu, bu
hususta yapılacak çalışmalarla bunların aydınlatılmasının gerekliliği
vurgulanmıştır. Arı ürünlerinin eskiye göre çok daha iyi bilindiği, ancak
kullanımları ile ilgili yeni çalışmalara ihtiyaç olduğu belirtilmiştir.
Desteklemeler
ve Eğitim/Yayım
- Tarım ve hayvancılığın polinasyon nedeniyle sigortası
olarak kabul edilen arıcılık en az desteği almaktadır. Arıcılık sektöründe desteklemelerde
son yıllarda hiç artış yapılmamıştır. Önümüzdeki yıllarda destekleme miktarı ve
kalemlerinin artırılarak arıcılığın hak ettiği destekler sağlanmalıdır.
- Ülkemizdeki arıcılardan alınan toptan bal fiyatları
arz-talep ilişkisi ile uyumlu değildir. Üreticiler, maliyetlerinin altında
ürünlerini satmak zorunda kalmaktadır. Bu da ülke arıcılığımızın gelişmesine
engel olmakta ve böylece bu mesleğe genç üreticilerin ilgisi giderek
azalmaktadır. İlgili bakanlıkların bu konuya acilen bir bakış açısı getirmesi
ve gerekli düzenlemelerin hayata geçirilmesinin gerekli olduğuna dikkat
çekilmiştir.
- Ülke arıcılığının beklenilen seviyelere ulaşabilmesi
amacı ile üreticiler sistemli bir şekilde uygulanan eğitim programları
yardımıyla güncel teknik bilgiler ile donatılmalıdır.
- Kongrede, ülkemizde üretilen çeşitli balların ve
özellikle çam balının, dünyaya tanıtılabilmesi amacı ile gereken standartların
oluşturulması ve bu alandaki bilimsel çalışmaların desteklenmesinin önemi
ortaya konmuş ve dünyada bir tekel konumunda olduğumuz çam balı üretiminde
ulusal bir stratejik planın gerekliliği vurgulanmıştır.
- Sürdürülebilir bir arıcılık için eğitimin çok önemli
olduğu ve arıcılar için arı ürünleri üretiminin karlılığı arttıracağı
vurgulanmıştır.
Göçer Arıcılık
- Arıcıların göçer şartlarında konaklama yerlerinin,
doğada sağlıklı şartlarda üretim yapabilmelerini sağlayacak şekilde
düzenlenmesi (yol, su ve diğer temel ihtiyaçların karşılanabileceği alanların
oluşturulması) gerekmektedir. Bu yaklaşımların ülkemiz bal marka değerinin
geliştirilmesi konusunda büyük katkılar sağlayacağı belirtilmiştir.
- Tarım ve hayvancılık sektörünün gelişmesine önemli bir
katkı sağlayan göçer arıcılık yapan arıcılarımızın sorunlarına daha yakından
ilgi gösterilmesinin gerekliliği ortaya konulmuştur.
- Göçer arıcılarımızın sorunları ele alınmış ve bakanlık
yetkililerine bu konuda talepler iletilmiştir. Ülkemizdeki koloni başına verim
düşüklüğü sorunu üzerinde tartışılmış, floral alanların genişletilmesi ve bu
alandaki desteklemelerin mevcut arıcılığın geliştirilmesi yönünde yapılması
gerekliliği vurgulanmıştır.
Sonuç
Bu kongre ülkemiz arıcılığına önemli katkılar
sağlamıştır. Gerek yurt dışı ve gerekse yurt içinde araştırmalar yapan bilim
insanlarının akademik tecrübeleri, üreticiler ve sektör katılımcıları arasında
paylaşılmıştır. Üreticilerimiz ile bilim insanlarımız arasında ortak bir bağ
oluşturulmuş, ülke arıcılığının gelecekteki durumuna daha olumlu bir bakış
açısı kazandırılmıştır. Bu kongrenin dünyada Apimondia Kongresi’nden sonra en
prestijli kongre haline geldiği teyit edilmiş olup kongrenin kamu tarafından da
desteklenerek devam ettirilmesi en önemli çıktılardan bir tanesidir.
Bilim Kurulu Başkanı Kongre Başkanı
Prof. Dr. Mustafa AVCI Ziya ŞAHİN
Isparta Uygulamalı Bilimler / Türkiye Arı Yetiştiricileri
Üniversitesi Öğretim Üyesi / Merkez Birliği Başkanı